Kitabın Özgün Adı : Le Voci Della Sera
Çeviren : Şemsa Gezgin
Yayınevi : Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 122
Arka Kapak Yazısı :
“Neden her şeyi mahvettik?”
İkinci Dünya Savaşı sonrası, 1940'lar. Hayalî küçük bir İtalyan kasabası faşizmin pençesinden kurtulmaya çalışmaktadır. Burada doğup büyüyen 27 yaşındaki Elsa, savaş ve savaş sonrası kentleşme dönemindeki bu kasabanın trajedilerini, komşuluklarını ve akrabalıklarını, aşklarını ve dedikodularını, yıkılan hayallerini ve mutluluğu bulma mücadelelerini anlatırken geçmişin yüklerinden arınmış bir gelecek düşler. Ancak söz konusu geçmişin ağır yükleri ve enkazıyla yeni ufuklara yol almak hiç kolay olmayacaktır.
Ginzburg'un en iyi romanlarından biri kabul edilen Akşamın Sesleri, faşizm ve savaşın ağırlığıyla parçalanmış İtalyan toplumunun soyut bir portresini çizerken ilk aşk ve kaybedilen şanslar üzerine derin bir hikâye ortaya koyuyor.
“Akşamın Sesleri düşüncelerini gömmeye, birbirlerini yalnızca jestler ve sözler aracılığıyla tanımlamaya çalışan, nihayetinde de kendilerini bir absürtlük ve acı mengenesinde bulan insanların hikâyesidir.”
Italo Calvino
“Ginzburg nadiren doğrudan siyasete –özellikle de faşizme– değiniyor ama faşizmin gölgesi tıpkı karakterlerin üzerinde olduğu gibi, kitabın üzerinde de asılı duruyor.”
Kirkus Reviews_____***_____***_____***_____
Yorumum:
Nedense bu kitaba kendimi pek veremedim. Aslında yazarın bir diğer kitabı “işte böyle oldu”yu beğenmiştim. Bunun da arka kapağında “yazarın en iyi romanlarından biri kabul edilen Akşamın Sesleri… “ diye başkayan bir cümle okudum. Hevesle ve büyük beklenti ile aldım elime. Ancak bir türlü beni içine çekemedi malesef.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra 1940’lı yıllarda bir İtalyan kasabasında yaşayan insanların hayatlarına projeksiyon tutulmuş. Sınıfsal farklılıkları olan bu insanların, faşizimle ve savaşın getirdiği tüm o ağırlıkla nasıl başa çıktıkları anlatılmış.
Kitapta bölüm yok, okurken ara vermenizi tavsiye etmiyorum. Karakter sayısı çok fazla bazen kim kimdir diye karıştırdığım, birkaç sayfa sonra “aaaa evet bu adam da şunun oğluydu” dediğim oldu.
İnsan hikayelerinden hoşlanan, bunu bir de tarih ve siyaset ile harmanlayıp sunan romanları seviyorsanız bu kitabı tavsiye edebilirim.
Keyifli okumalar
Yorumlar
Yorum Gönder