ALGERNON'A ÇİÇEKLER - DANIEL KEYES


Kitabın Özgün Adı : Flowers for Algernon
Çeviren : Handan Ünlü Haktanır
Yayınevi : Koridor 
Sayfa Sayısı: 325


Arka Kapak Yazısı : 

Çok düşük bir IQ ile doğan Charlie, bilim adamlarının, zeka seviyesini artıracak deneysel ameliyatı gerçekleştirmeleri için kusursuz bir adaydır. Bu deney Algernon adındaki laboratuvar faresinde test edilmiş ve büyük bir başarı elde edilmiştir.

Ameliyattan sonra, Charlie'nin durumu günlüğüne yazdığı raporlarla takip edilmeye başlanır. İlk yazdığı raporlara çocuksu bir dil ve imla hataları hakimdir. Ve sonra ameliyat etkisini göstermeye başlar. Charlie artık, insanların kendisiyle dalga geçemeyeceğini ve bir sürü arkadaş edineceğini, aşık olduğu kadına açılabileceğini düşünür. Fakat zekası normalin çok üstüne fırladığından, çevresinde yadırganır, kıskanılır ve istemiş olduğu arkadaşları edinmekte yine başarısız olur ve yine yalnızdır...

Bu deney, son derece önemli bir buluş olarak görülüyordu, ta ki Algernon'da ani bir gerileme baş gösterene kadar ... Acaba Charlie'de de aynı gerileme olacak mıydı?



_____***_____***_____***_____


Yorumum: 

Charlie zeka geriliği ile doğmuş bir çocuktur. Annesi Rose ise bu gerçeği asla kabullenmemiş bir kişi. 

Charlie'nin diğer çocuklar gibi normal olduğuna sadece çok tembel olduğuna, bu sebepten hiçbir şey öğrenemediğine inanmış,  bu sebepten de ona gerek fiziksel gerek ruhsal şiddet uygulamıştır.

 Babası Mike, Rose'u ne kadar ikna etmeye çalışsa da annenin tavrı hiç değişmemişti. 

Norma... Charlie'nin kız kardeşi.. Güzeller güzeli Norma... O dünyaya geldiğinde annenin Charlie'ye yaklaşımı iyice düşmanca olmaya başlamıştı. Gecenin bir yarısı onu evden gönderecek kadar hem de... Çaresiz kalan baba Charlie'yi bir devlet bakım evine yerleştirmiş ancak bu olaydan sonra kendisi de evi terketmişti.

Ne annesi, ne babası ne de Norma'dan haber alamayan Charlie büyümüş, 32 yaşına gelmiş, bir fırında basit işler yaparak hayatta var olmaya çalışmaktadır. Bir gün kendisine deneysel bir ameliyat yapılır. Bu ameliyat sayesinde zekası hızla yükselir. IQ seviyesi 70 lerden 180 lere ulaşır. Doğru düzgün konuşamayan, okuyamayan yazamayan Charlie, 5 dil konuşur, yazar hatta bilimsel bir makale yayınlayacak mertebeye ulaşır. Kendine yapılan ameliyatın olası dezavantajlarını fark edip ileride kendisi gibi hastalara faydalı olması adına doktorlara, bilim adamlarına ışık tutacak bir makale  yayınlar. (Algernon - Gordon efekti) Hatta bu durumu kitabın son sayfasında bana çok dokunan bir cümle ile belirtir:

"Galiba bütün dünyada bilim için önemli bir şey yapan tek aptal insan benim."

Charlie'nin zekasının artışı ile birlikte geçmişine ait anıları hatırlaması kitabın en üzücü bölümlerindendi. Başta ailesi sonra fırında çalıştığı arkadaşları ve diğer insanların yaptığı zorbalıkları fark etmesi, hala da onlara kızmıyor oluşu içimi parçaladı gerçekten. Hiçbir kadın ile duygusal bir ilişki kuramıyor oluşu ama aslında bunu çok istemesi ve ihtiyaç duyması ağlamama sebep oldu. 

Zekasının artması sayesinde insanlarla konuşacak şeyler bulabileceğini ve arkadaşlarının çoğalacağını ve artık onunla alay etmeyeceklerini düşünen Charlie, her geçen gün artan zekasıyla yine yalnızlığa gömüldüğünü görür. Kendisini ameliyat eden insanlardan daha hızlı öğrenen, onların bilgisini kısa sürede misli misli katlayan, zeka olarak zaten onları hızla sollayan Charlie bilim adamlarının da antipatisini kazanır. Yalnız bu seferki yalnızlığı daha iç acıtıcıdır çünkü bu sefer artık her şeyin farkındadır.

Charlie'nin tek dostu Algernon adındaki deney faresidir. Onunla aynı kaderi paylaşıyor olmak Algernon ve Charlie arasındaki bağı çok güçlü kılar.  Günün birinde Algernon'un zekasında görülen hızlı gerileme ve ardından Algernon'un ölümü  Charlie'yi de endişelendirmiştir. Kendi sonu da Algernon gibi mi olacaktı??

"Algernon - Gordon efekti" adında yayınladığı makale ile tekrar 70 IQ'ya düşmeden bu dünyaya kalıcı bir iz bırakır.

Babası, annesi ve kardeşi ile yüzleşmesi, onların yanına gidip artık benimle gurur duyabilir herkese benden bahsedebilirsiniz ben artık aptal değilim demesi yüreğimi dağladı.

Sonuç olarak kitabın ilk sayfasından son sayfasına kadar müthiş bir duygusal yoğunluk ile okudum. çoğu yerde ağladım. son zamanlarda okuduğum en hisli kitaptı. Konu özgünlüğünü de sevdim. Bilişsel Zeka, Duygusal Zeka ile aynı oranda gelişmediği zaman aslında yüksek olması ile olmaması arasında bir fark var mı diye sorduruyor insana?


Keyifli okumalar...






Yorumlar