DURA MATER - SERKAN KARAİSMAİLOĞLU




Yayınevi : ELMA

Sayfa Sayısı: 550

Arka Kapak Yazısı : 

Filmin sonu, başlangıcıyla aynıydı. Yıldız tozlarından gelen hayat yine yıldız tozlarına parçalanıyordu.

Saatlerce tavana bakan kızın gözünden tek bir damla dahi çıkmamıştı. İçinde yanan devasa ateş, vücudundaki bütün su moleküllerini kurutmuştu. Beyni öylesine büyük bir matem içindeydi ki yatağın bir ucunda saatlerce ayakta duran ve sessiz bir şekilde kendisini izleyen çocuğu fark etmemişti bile. Dışarıdan bakıldığında tıpkı yatağın üzerine serilmiş, giyilmeyi bekleyen bir kıyafet gibi gözüküyordu. Bu boş bedeni giyebilecek bir ruha ihtiyacı vardı...


_____***_____***_____***_____


Yorumum: 

Serinin bu son kitabı yine sizi çokça şaşırtacak. 
Tıpkı diğer kitaplarda olduğu gibi bilimsel birçok bilgi okuyacaksınız. Bazen hayret edecek bazen kızacaksınız. Bilim dünyasının gizli arka bahçesine girebilme ayrıcalığını yaşayacaksınız. 

Ben yine bu kitaptan bazı şeyler öğrendim. 

Örneğin Lambafon nedir, Hayflick Limiti nedir? Kırık cam teorisi nedir? Yapay zeka terimi ilk kez 1954 yılında kullanılmıştır (sanki hep daha günümüze yakın 2000'li yıllara ait bir terimmiş gibi geliyor insana değil mi)

Bu açılardan tıpkı önceki iki kitap gibi öğretici bir yanı da var romanımızın.

Seriyi alırken isimlerin neden Pia Mater - Arachnoid Mater ve Dura Mater olduğunu çok merak etmiştim. Yoksa bunlar bir bilim kurgu dünyasında geçen kafadan uydurma isimler miydi? Bu kitapta bu sorumun cevabını da buldum. Okuduğum bağlantı çok hoşuma gitti isimler daha bir anlam kazandı. 

Kitapla ilgili spoiler olmaması adına çok bir şey yazmak istemiyorum. Pia, Dura, Maryem, Atlas, Neon grubu ve daha pek çok şey sonuca ve açıklığa kavuşuyor. Kafanızda bitmesini istediğiniz sonla mı bitecek bakalım bilmiyorum benim pek öyle olmadı, şaşırdım. Ama en azından "Her şey bir rüyaymış" tarzında bir bitiş değildi. 

Makinalar düşünebilir mi?

Makinalarda bilinç var mıdır?

Makinalar insan hayatını tehdit edebilir mi? 

Fikriniz nedir bilmiyorum ama okuyunca düşünceleriniz biraz değişecek daha derin düşünmeye kendinizi zorlayacaksınız. Çünkü bazen olaylara ne kadar sığ ve tek bir pencereden baktığımızı anlayacaksınız.

İlgi duyan merak eden okumak isteyenlere şimdiden keyifli okumalar dilerim.


Altını çizdiklerim :

* Uçmayı beceremeyenler kanat kırmayı çok severler (Sy:103)

* On kişiden dokuzu çikolatadan hoşlandığını söyler. Onuncu kişi ise sadece yakan söylüyordur. -John Q Tullius- (Sy: 131)

* Yalnızlık çok tehlikelidir ve bağımlılık yapar. Çünkü insan o huzuru yaşayınca bir daha insanlarla uğraşmak istemiyor. - Tom Hardy- (Sy: 193)

* Belirsizlik işkencelerin en kötüsüdür. - Alexandre Dumas- (Sy: 255)

* Eğer birkaç saniyeye sığan bu görüntüyü kaydetme şansı olsaydı dünyanın en güzel reklam filmini çekmiş olurdu. Ama her güzel an gibi bu da kaydedilmediği için mükemmeldi. (Sy:278)

* Bir bakıyorsun "hayatta yapmam" dediğin şeyin başrolündesin. -Paul Auster- (Sy:413)

* Devrimler erkek mantığının ürünüdür. Kadınların eserine evrim denir. Devrimler sürekli taraf değiştirir. Oysa evrimin rotası sabittir. (Sy: 433)

* Hassas insanlar kimseyi rahatsız etmemek için hayatı parmak ucunda yaşar. Ses yapmadan hayata devam eder çünkü bütün gürültü içlerindedir. (Sy: 443)

* Eğer bir insan kendi yalanına bir kere inanırsa, bir daha hiç kimse ona gerçeği gösteremez. O nedenle en tehlikeli yalanlar, kendimizi inandırdığımız yalanlardır. (Sy:463)





Yorumlar