Yorumum:
İlk kitabın ardından olayların daha da derinleştiği, karakterlerin bilinmeyen yüzlerinin teker teker aydınlandığı ikinci kitabı bitirmenin hüznü içindeyim.
Birinci kitabın sonunda Pia'yı derin bir boşlukla bırakmıştık. Hayatına ait bilinmeyenleri bir anda öğrenmişti. Bu romanda ise Pia'nın yine olayların kilit elemanı olduğu karmaşık durumların ve ilişkilerin içinde buluyoruz kendimizi. Neon yapılanmasını öğreniyoruz. Kitabın bu kısmı biraz karışık. Hiyerarşiyi anlamam biraz vaktimi aldı ama okudukça taşlar yerine oturuyor. Galen ve Pia arasındaki bağlılık bu kitabın sonuna kadar hız kesmeden devam ediyor. Hatta Galen Pia için en sevdiklerini bir bir kaybediyor. Peki sonunda Pia ile kavuşabiliyor mu dersiniz?
Son sayfalarda Galen'i üzerine bağlı onlarca patlayıcı ile birlikte bir laboratuvarın beyaz ışıkları altında karşısında 11 bilim adamı ile bırakıyoruz.
Maryem'in durumu koca bir kitap boyunca hiç değişmiyor. Hala kapalı bir mahzende kendisini bulmalarını bekliyor. Sanki bir dizi olsa bu 2. sezonda kendisine rol yazılmamış diyebiliriz :) Ama onun da kendi içindeki hesaplaşmaları bir yandan sanki hiç bitmeyecekmiş gibi görünen yalnızlığı ve çaresizliği ile baş etmeye çalışırken bir yandan içinde büyüyen cana hayat vermeye çalışması çok acayip bir yaşama tutunma içgüdüsü.
İllias bizi şaşırtıyor bu kitapta. Beklenmedik ama kendi penceresinden bakıldığında haklılık payı bulduğumuz işler yapıyor.
Atlas, Kant, Dura, Noah, Alhazen, Ushan bu kitapta tanıştığımız yeni karakterler
Şunu da söylemek isterim. Bu kitapta da yine bir sürü bilimsel gerçek (bilgi) öğreniyoruz. Çok hoş. Kitabın arakasındaki kaynakçalar inanılmaz hepsini tek tek araştırma isteği uyandırıyor insanda. Bu bir roman, haliyle hikaye kurgu aslında. Öyle bir roman düşünün ki arka kapağında 50'ye yakın kaynakça olsun. İşte öyle güzel sürükleyici br roman. Serkan Karaismailoğlu'nun kitapları hep böyle zaten. Sizi heyecanın doruklarında sürüklerken bir yandan da bilmediğiniz çok ilgi çekici bilgiler veriyor. Hayranım resmen...
Kitabın içindeki bazı tasvirler rahatsız edici. Bir film olsaydı +18 rozetini koymak gerekirdi açıkçası. Bazen kitabın kapağını kapatıp gözlerim dolu dolu, midemde bir bulantı ve kramp hissi ile ara vermek durumunda kaldım. O an sanki oradaymışım gibi bir duygu durumunu yaşatıyor olması inanılmaz gerçekten.
Bakalım son kitapta neler olacak...
Keyifli okumalar
Kitaptan alıntılar:
* Tohum olmanın kaderindedir karanlık. Büyüyebilmek için gömülmek gerekir. (Sy:63)
* Gariptir insanoğlu, aynı espriye defalarca gülmez ama aynı acıya defalarca ağlar…(Sy:19)
* Tanrı, iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hakim kılmak için Tanrı’yı kullanırlar. -Giordano Bruno- (Sy:133)
* Ruhsal sıkıntıların kaynağında, anlamsız insanlarla anlamlı ilişkiler yaşama isteği ve çabası yatar. -Victor Emil Frankl- (Sy:185)
* Seni tanımlayan iki şey var şu hayatta. Elinde hiçbir şey yokken gösterdiğin sabır, elinin altında her şey varken gösterdiğin tavır. (Sy:239)
* Bir bilgeye sormuşlar. “ ‘Senden hoşlanıyorum’ ile ‘Seni seviyorum’ arasındaki fark nedir?” diye. Bilge düşünmüş ve şöyle cevap vermiş. “ Bir çiçekten hoşlanırsan onu koparırsın ama bir çiçeği seversen, onu her gün sularsın. Bunu anlayan kişi, yaşamı da anlar.” (Sy:245)
* Zeka duyduklarının yarısına inanmaktır. Deha olmak ise, hangi yarısı olduğunu bilmektir.
Yorumlar
Yorum Gönder