BİOMORTEM - SERKAN KARAİSMAİLOĞLU

















    Yayınevi : ELMA YAYINEVİ
    Sayfa Sayısı: 261

    Arka Kapak Yazısı :

Bazı hikâyeler o kadar derinine işler ki öldükten sonra bile peşini bırakmaz.

“Biz ölsek bile organ ve dokularımız yaşamaya devam edecektir Falin. İnsanlar üzerini toprakla örtüp hüzün içinde mezarını terk ettiğinde hücrelerinin hâlâ canlı olması gerçekten ironiktir. Düşünsene öldükten iki gün sonra bile vücudundaki binden fazla gen hiçbir şey olmamış gibi aktiftir. Akyuvarların 60 ila 86 saat, kas hücrelerin 14 gün, fibroblast hücrelerin ise bir aya yakın mücadeleye devam eder. Yani sen ölmüş olsan bile bedenin hayatta kalmak için savaşmaktan vazgeçmez.” Falin şaşkınlıkla dinliyordu. Hücrelerin yaşama tutunma mücadelesi gerçekten inanılmazdı. Her şey bu kadar canlıyken o zaman ölen şey tam olarak neydi? Yoksa insan ruhu dediğimiz şey 30 trilyon canlıyı etrafında tutabilen bir enerji formu muydu? Tıpkı gece küçük sinekleri etrafına toplayan ışık gibi ruh da hücreleri bir araya getiren bir melodi miydi?

_____***_____***_____***_____


    Yorumum: 

Serkan Karaismailoğlu'nun ellerine sağlık müthiş bir kitap yazmış yine. Çok çok beğendim. İki günde bitirdim. Bilimsel gerçeklerin müthiş bir kurgu ve hayal gücü ile yoğrulmasıyla ortaya çıkmış bu roman. Serkan Karaismailoğlu'nun Kadın beyni Erkek beyni kitabını okumuştum. O da müthiş bir kitaptı, daha çok tespitler üzerine gerçek bir kitaptı. Kurgu değildi. Sinirbilimsel bir roman okuma fikri bana çok çekici gelmediği için Mater serisine hiç başlamamıştım. Bu romanı kitabevinde elime aldım ilk sayfasını açtım ve bırakamadım elimden. İnanılır gibi değil gerçekten. Bana bu kadar uzak olan bir tür, korkularımın en büyüğü olan bir konu üzerine yazılmış bu romanı elimden bırakamadım.

Ölüm üzerine yazılmış bir roman bu. Daha doğrusu ölmek kavramının bizdeki karşılığı ile bilimsel karşılığının farkları üzerine diyebilirim. 

Fallin'in ölümü üzerine kurgulanmış. Ancak Fallin der ki "Soruyorum size yıllardır ölü olan birinin biyolojik ölümü ne kadar zor olabilirdi ki?"

Fallin'in yaşamı, ailesi, evliliği, boşanması, kendini yeniden bulması, aşkı tatması, tam da o anda ölümün soğukluğunu ensesinde hissetmesi... 
Tam bir duygu yoğunluğu olan bu kitabın devamını büyük bir merakla bekliyorum. 
Ve bu arada Mater sersine de başlıyorum. Çoğu insanın yorumu bu kitap için "bir Mater değildi..." olmuş. Ben oysa bu kitaba bayıldım. Yorumların doğru olup olmadığını kendim görmek için Mater'e başlıyorum. O arada umuyorum yeni serimiz olan Glia'nın devamı gelir. 

Serkan Karaismailoğlu hep yazsın lütfen 🙏 

Keyifli okumalar dilerim. 



Kitaptan alıntılarım: 

* Rutin denen şey içmekte olduğu uyuşturucudan farksızdı. Huzurlu sınırların içinde kalmak beyni uyuşturmanın en garanti yoluydu. (sy:13)

* Yaşamın bu kadar ağır olduğu bir dönemde ölüm, insan için aranan bir sığınak haline gelmiştir. (Heredot) (sy:82)

* Unutmayın eğer karanlık etrafınızı sarmışsa asıl ihtiyacınız öğrenmenin ışığı olacaktır. Öğrenmekten korkmayın. (sy:96)





Yorumlar