CHARLES BUKOWSKI PİS MORUK DİRİLİYOR - BURAK ALBAYRAK



Yayınevi: DESTEK YAYINLARI
Sayfa Sayısı: 152


Arka Kapak Yazısı:

“Zaman unutturmaz dostlarım, sadece uyuşturur.” -Charles Bukowski Entelektüel zümre tarafından yazdıkları ciddiye alınmasa da yaşadığı dönemin en orijinal ve üretken yazarlarından biriydi Bukowski. Emektar daktilosunun başına oturduğunda engin hayal gücünden hep faydalandı ama esasında yazdığı her cümlenin sırtı kendi çileli yaşamına yaslıydı. Gençlik yıllarından kırklı yaşlarının başına kadar sayısız işte çalıştı. Tek amacı biraz daha içmek, biraz daha sevişmek ve sızana kadar yazmaktı. Hayatında dinmeyen bir tutku ve azimle yaptığı tek şey daktilosunun başına oturmak ve yazdıklarını yayınevlerine göndermekti. Nihayetinde şöhret, para ve kadınlar elli yaşında onu buldu ama o hayatı anlamak ve anlamlandırmak için yazmaya devam etti. Ünü, yaşadığı kıtayı aşıp Avrupa’ya, ardından tüm dünyaya ulaştı. Bukowski’nin yaşam terazisinin bir ucunda varlık, diğer ucundaysa ölümüne bir yokluk vardı. “Pis Moruk”, teraziyi dengede tutmayı asla beceremedi, buna rağmen kaleme aldıkları, okurlarını ilk günkü gibi etkilemeye devam ediyor. (Tanıtım Bülteninden)
_____***_____***_____***______

Yorumum:

Bukowski anlaşılması ve sevilmesi zor bir şahsiyet. Kimilerine göre tahammül edilemez bir yazar, ayyaş bir serseri; kimilerine göre ise kelimelerle ustaca oynayan bir filozof ve şair. Yani kısacası ya seversiniz Bukowski’yi ya nefret edersiniz ortası yoktur. Yazarımız kitabında Bukowski aynasını bizlere çok yalın tutmuş. Yorum katmamış, onu sevdirmeye uğraşmamış acıma duymak nefret hissetmek gibi duyguları uyandırmaya çalışmamış. Sadece yansıtmış 73 yıllık yaşamı. Bukowski’nin hayatına kimler girdi çıktı, anne babası ile neler yaşadı, ilk defa ne zaman yazdı, okulda, işte, sosyal hayatta arkadaşlarıyla ilişkileri nasıldı? Arkadaşı var mıydı? Kadınlarla ilişkileri aşka bakış açısı neydi? Meşhur ve bilinir olmaya başlamanın onun açısından anlamı neydi? Gibi pek çok şey öğreniyoruz Bukowski’nin hayatına dair. Yazarımız kitabını Bukowski hakkında kulaktan dolma ya da Google’lamak suretiyle edindiği bilgilerle değil inanılmaz detaylı bir çalışma ile oluşturmuş. Hatta okurken, bazı cümleler için “acaba bunu nereden öğrenmiş olabilir ki” dedim ve şaşırdım. Tüm bunlardan daha değerlisi bence bu kitabın bir biyografi ya da tez kıvamında ağdalı bir dile sahip değil aksine akıcı, kolay okunan bir anlatım biçimine sahip olması. Bu anlamda da Bence çok başarılı bir çalışma olmuş. Bir günde okuyup bitirdiğim bir kitap oldu, bence siz de okumalısınız. Emeğinden ötürü sevgili Burak Albayrak’a teşekkürü bir borç bilirim.

Keyifli okumalar...


Altını Çizdiklerim:

📌 İnsanlardan nefret etmiyorum, sadece onlar etrafımda olmadığında daha iyi hissediyorum.
📌 Meteliksiz olabilirim; ama niteliksiz değilim.
📌 Bir insanı sevmek, onu çok iyi tanımıyorsanız mümkündür.
📌 Kendini iyileştirmek istiyorsan, yaralarının sahibini yok et, unut…
📌 Zaman unutturmaz dostlarım, sadece uyuşturur.

Yorumlar