HEPİMİZ TAMEMEN KENDİMİZİ KAYBETTİK- KAREN JOY FOWLER



Kitabın Özgün Adı: We Are All Completely Beside Outselves
Çeviren: Niran Elçi
Yayınevi: AYLAK KİTAP
Sayfa Sayısı: 315
Arka Kapak Yazısı: 

" Sene 1996. O zamana kadar ailemiz dağılmış, o eski filmin işaretini verdiği küçük aileye dönüşmüştü bile: Ben, annem ve kameranın arkasında görünmese de var olduğu aşikar babam. Ağabeyimi en son görüşümün üzerinden on sene, kız kardeşim ortadan kaybolalı on yedi sene geçmişti..."

Fowler benzersiz bir kurguya sahip olan romanında birbirini seven ama birbirine çok zarar veren sıra dışı bir ailenin hikayesini anlatıyor. Onlar aracılığıyla insan-hayvan olmanın gerçekte ne anlama geldiğini hissediyoruz. Dünyanın karmaşık, şaşırtıcı, bazen dehşet verici bazense çok güzel bir yer olduğunu görüyor, onu koruyabilmeyi umut ediyor ve dünyada yaşayanların sadece biz olmadığını hatırlıyoruz.


_____***_____***_____***_____

Yorumum: 
Bu upuzun isme sahip olan kitap, konusu itibariyle "ilginç kitaplar" sınıfına atadığım bir roman oldu. İsminin uzunluğu sizi yanıltmasın; anlatılmak istenen durum ve verilmek istenen duygu gayet net ve akıcı anlatılmış. Kitapta hiçbir gereksiz cümle yok. Bu tarz üsluba sahip yazarlara hayranım. Çeviri de elbette çok önemli. Başarılı bir çeviri olmuş bana göre. 
Kitabı elinize alıp sayfalarında kaybolduğunuzda, arka kapağının size çağrıştırdığı duyguların epey bir karmaşık halini yaşayacaksınız.

Son zamanlarda aile bağlarını, aile içindeki fertlerin birbirleriyle olan ilişkilerini, tabiri caiz ise "tuhaf" ailelerin hikayelerini çok okuyorum. Bu tarz romanların üst üste denk gelmesi benim açımdan enteresan oldu gerçekten. Ama içlerinde en farklısı buydu diyebilirim. Aynı anda hem merak hem hüzün hissedip, bazen komik bazen de düşündürücü şeyler okuyacaksınız.
Evde evcil bir hayvan bulundurmak ile onu ailenin bir bireyi yapmak arasındaki farkın epey büyük olduğuna şahitlik edeceksiniz.

İlk 50-60 sayfa boyunca okuduklarınızı bir tek cümle ile baştan şekillendirmek zorunda kalıyorsunuz. Çünkü Fern ile ilgili gerçeği bu sıralarda açıklıyor yazar. Bu şok ve merak sizi kitabın sonuna kadar sürüklüyor. 

Hayatınızı ilginç akademik araştırmalara ve deneylere adayan bir profesör olduğunuzu düşünün. Sizi heyecan ve hayranlıkla takip eden bir sürü akademi öğrenciniz var. Peki ya çocuklarınız? Onlar sizin hayatınızın listesinde kaçıncı sırada olurlardı... 
Beri yandan bakacak olursak; çılgınlar gibi çalışan çatlak profesör bir babanızın olduğunu düşünün. sizinle saklambaç oynamak yerine deneylerinde kobay oluyorsunuz. Henüz çocuksunuz, neler hissederdiniz...
Okuyun ve görün bakalım...
Bana göre güzel bir kitap. Sanki kaliteli bir şarap gibi insanın ağzında hoş bir tat ve geride pişman olunmayacak saatler bırakıyor.
Keyifli okumalar...


Yorumlar