SONA KALAN-TESS GERRITSEN

Kitabın Özgün Adı: Last to Die
Çeviren: Bahar Yıldız Çelik
Yayınevi: MARTI
Sayfa Sayısı: 477
Arka Kapak Yazısı: 


HERKESİN YARASI VARDIR,
AMA BAZILARININKİ DAHA BELİRGİNDİR...

Bambaşka hayatlara ait Claire, Will ve Teddy adında üç masum çocuğun yolları bir anda, hiç beklenmedik bir trajediyle kesişir. Önce aileleri, ardından koruyucu aileleri katledilen bu çocuklar için artık hiçbir şey eskisi gibi değildir. Peki, onlari bir araya getiren bu sarsıcı olaylar bir rastlantı mı yoksa birbirleriyle bağlantılı gerçeklerin önemli bir halkası mıdır?
Jane Rizzoli ile Maura Isles, katledilen ailelerle ilgili araştırmalarını derinleştirdikçe uzayan sır perdesini aralayabilecek, bu çocukları bekleyen korkunç kaderi değiştirebilecekler midir?

_____***_____***_____***_____

Yorumum: 

Bu yıl kitap fuarına Tess Gerritsen için gittim, uzun sayılabilecek bir beklemeden sonra da kendisiyle iki çift laf edebilme keyfine eriştim. İki çift derken mecaz yapmıyorum, gerçekten sadece iki cümle kurabildim o da bütün sıcaklığıyla karşılık verdi sağ olsun. Ardımdaki sıranın ucu bucağı gözükmediği için buna da şükür deyip, imzalarımı ve fotoğrafımı koyup anılarımın arasına, mutlu mesut ayrıldım. Fuardan aldığım iki Tess kitabından ilk olarak SONA KALAN'ı okumaya karar verdim. Zıtlıkları yapmayı seviyorum :)

Uzun bir suredir Tess kitaplarına ara vermiştim; hasretten midir bilmem ama 477 sayfalık kitabın eriyip bitmesi sadece 3 gün sürdü.

SONA KALAN aksiyon ve heyecan dolu güzel bir Rizolli&Isles bölümüydü. Bölümüydü diyorum çünkü sanki dizinin bir bölümünü izler gibi soluksuz okunuyor. Konu güzel ve oldukça çarpıcı yazan da Tess Gerritsen olunca her şey on numara oluyor. Bu kadar tatlı bir kadının böyle romanlar yaratması inanılmaz şaşırtıcı geliyor bana. En çok da tıbbi gerilimin ustası olduğunu -mesleği icabı bunu zaten kanıtladığını- biliyoruz ancak ben farklı yönlere sapmasını çok beğeniyorum. Bunu yaparken içine girdiği araştırmalara  şapka çıkarıyorum. Olayın kurgusunu yaparken edindiği bilgiler gerçek hayatla öyle örtüşüyor ki romanın içinde kendinizi buluvermeniz sadece bir kaç saniyenizi alıyor. Akıcı dil ve güzel çevirinin de rolü büyük elbette ama okuduğum kitapta farklı alanlarda gerçek bilgiler öğrenmek de beni oldukça cezbeden bir durum.

Bu hikayede henüz ergen bile olmamış 3 çocuğun kısacık hayatlarında yaşadıkları sıra dışı deneyimleri okuyoruz. Bir çocuk ailesinin günahlarını ödemeli mi ya da nereye kadar ödemeli bunun cevabını buluyoruz. Güven duygusu ellerinden alınan bu çocukların hayata tekrar sarılmaları hiç kolay olmayacak elbette... Bakalim Rizolli ile Isles Will, Teddy ve Claire için ellerinden geleni yapabilecekler mi?

SONA KALAN dona kalır diye iğrenç ve kitap ile alakası olmayan bir Türk esprisi yaparak bitiriyorum ama bu soğuk espri sizi kitaptan soğutmasın lütfen :)

Keyifli okumalar diliyorum...



Yorumlar