SÜPER İYİ GÜNLER Ya da Christopher Boone'un Sıradışı Hayatı-MARK HADDON


Çeviren: Övgü İçten
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa Sayısı: 289
Arka Kapak Yazısı:
İnsanlar kafamı karıştırıyor.
Bunun iki temel nedeni var.
İlk neden, insanların hiç kelime kullanmadan bir sürü şey söylemeleri.
Shobhan, tek kaşını kaldırmanın bir sürü anlama gelebileceğini söylüyor.
[...] Bu komik bir kitap olmayacak. Espri yapmasını bilmiyorum, çünkü onları anlamıyorum.

Esrarengiz bir cinayet ve bir cinayeti aydınlatmaya çalışan dünyanın en dikkatli dedektifi Christopher John Franciss Boone, 15 yaşındaki dedektifimiz, yaşadığı bütün ülkeleri ve onların başkentlerini sayabiliyor, bir de 7507'ye kadar bütün asal sayıları...

Başından sonuna kadar sürükleyici bir teme çerçevesinde yazılmış olması nedeniyle benzerlerinden farklı olan bu kitabın otizm gibi anlaşılması çok zor ve ciddi bir sorunla karşı karşıya kalan ailelerin çocuklarını daha iyi anlamalarında büyük fayda sağlayacağına inanıyorum. (Prof. Dr. Barış Korkmaz)

_____***_____***_____***_____

Yorumum: 

Bölüm numaralarının sayfa sayısından daha büyük olduğu bir kitap... Kitap toplam 289 sayfa ve 233 bölümden oluşuyor. Örneğin 49.sayfada 61. bölümü okuyacaksınız... Saçmalık mı? Christopher size nedenini açıklayacak...

Şu ana dek okuduğum en sıra dışı ve buna rağmen ilgimi çekmeyi başaran nadir romanlardan biri olduğunu söyleyerek başlamak istiyorum. Kitabın yazarı Mark Haddon çok sayıda ve ödüllü çocuk romanları yazmış. Biz yetişkinler için yazdığı bu ilk romanıyla da yine ödüllendirilmiş.

Kitap benim pek fazla bilgi sahibi olmadığım Otizm üzerine kurulu olduğu için dikkatimi ve ilgimi fazlasıyla çekti. 
"Süper İyi Günler" Günün birinde komşusunun köpeğini bahçede, vücuduna bir bahçe tırmığı saplanmış halde, ölü olarak bulan otistik bir çocuğun anlattıklarından oluşmuş bir roman. Christopher bu olayı çözmek istiyor çünkü köpekleri çok seviyor. Bulduğu bütün deliller sayesinde olayı çözebileceğine inanıyor ve bunu bir kitap haline getirip yazarlık kariyerinin de ilk adımlarını 15 yaşında atmayı hedefliyor.  Romanın çatısını bu olay oluşturmasına rağmen biz 289 sayfa boyunca otistik bir çocuğun penceresinden dünyaya bakıyoruz. Otistik bir çocuğun anne ve babası olmanın zorluklarını, fedakarlıklarını, öğretmenlerinin yaklaşımlarını, Christopher'ın gözünden dış dünyada yaşanan olayları nasıl algıladığını okuyor ve anlamaya çalışıyoruz. 

Kitabın yazarı, sanıyorum aldığı eğitim sayesinde olsa gerek otizme oldukça hakim. Bu sebeple kendisini otistik bir çocuğun yerine koyup bu romanı yazma konusunda oldukça başarılı olmuş. Duyguları çok güzel yansıtmış. Ben bu kitap sayesinde beni şaşırtan, daha önceden bilmediğim pek çok yeni şey öğrendim. Bir eğitimci olarak okuduklarım bana farklı bakış açıları kazandırdı elbette, ama aynı zamanda annelik duygusuyla okuduğum için daha da fazla etkilendiğimi itiraf etmek isterim.

Son zamanlarda değişik türde bir kitap okumaya resmen aç bir haldeydim ve sevgili Christopher Boone sayesinde bu arzumu, isteğimi büyük ölçüde tatmin etmiş durumdayım. Siz de eğer değişikliklerden hoşlanıyor ve size yabancı olan bir dünyaya dalmaktan korkmuyorsanız "Süper İyi Günler" sizi de kendine çekecektir... Keyifli okumalar dilerim...

* Asal sayılar hayata benziyor. Çok mantıklılar ama asla kuralını çözemiyorsun, bütün vaktini onları düşünerek geçirsen bile (sy:22)

* Occam'ın Usturası : Varoluşu tam anlamıyla gerekli olmayan şeylerin varlığından şüphe etmek gerekir. (sy:124)

Yorumlar