GÖKKUŞAĞINI YAKALAMAK-KATHLEEN LONG



Kitabın Özgün Adı: Chasing Rainbows
Çeviren: Buse BARIŞ
Yayınevi: Arkadya
Sayfa Sayısı: 310
Arka Kapak Yazısı:

Siz kendi gölgenizin esiri olmuşken, başkasının hayatını nasıl aydınlatabilirsiniz?

Bir zamanlar tek derdinin fazla kiloları olduğunu düşünen Bernadette Murphy, hayatın, yediği çikolata kadar tatlı olmadığını acı bir şekilde anlamıştır. Babasının ani kaybıyla kendini adeta bir boşlukta bulurken, kocasının onu terk edişiyle içten içe savaşmaktadır. En yakın arkadaşının bir bebek beklediği gerçeği ise onu adeta karanlığa sürüklemektedir.
Aslıda acıya ve kalp ağrısına hiç de yabancı olmayan Bernadette, babasının ona bıraktığı şifreli cümlelerden oluşan bir defterle kendine yol bulmaya çalışacaktır. Çözmeye çalıştığı her şifreli cümle, yeni bir umut kapısıdır onun için. Ya bu umut kapısını aralarken gökkuşağının peşinden gidecektir ya da kendi gölgesine hapsolacaktır.
Gökkuşağını Yakalamak, kabullenişi ve hayat sağanağında nasıl ilerleyeceğimizi trajikomik bir dille anlatan etkileyici bir roman...

_____***_____***_____***_____

Yorumum: 
Arkadya Yayınlarının son dönem çıkan kitaplarını çok sevdiğim için bu kitabı da tereddütsüz aldım. Arka kapak yazısı da bu alışverişte etkili oldu elbette. Ancak ben şimdiye kadar okuduğum kitaplar içerisinde ilk defa arka kapak yazısının kitaptan daha güzel olabileceğine şahit oldum. Yazan editörün ellerine sağlık diyorum :)

Esasında çok da kötü bir kitap denemez o kadar da haksızlık yapmayayım. Bir kere bölüm sonundaki şifreli sözlerden kendime sakladıklarım -ve tabi sizle paylaşacaklarım- var. Ama bir şeyler eksik kalmış bana göre. Yani ben bir Sarah Jio'nun kitaplarında olduğu gibi kendimi kitabın içinde kaybedemedim, kitabın kahramanının duygularını hissedemedim. 

Mesela ben bir romanı okurken karakteri gözümde çizerim. Kaşını, gözünü, boyunu posunu, aksanını bile hayal ederim. Bu kitapta şöyle bir durum oluştu; kitabın ortalarında bir sayfada, aniden, benim hayal dünyamda yarattığım Bernadette ile kitapta anlatılanın fiziksel olarak hiç benzemediği ortaya çıktı; haliyle de bu beni acayip hayal kırıklığına uğrattı. Üzüldüm anlayacağınız :)

Kitabın Türkçe çevirisinde de birçok hatalı yer vardı. Elimdeki baskı 1. baskı, belki bir sonraki baskıda -bilmiyorum var mı- bu hatalar giderilmiştir.

İşin en ilginç yanı şu: Böylesi basit, şaşırtmacadan uzak bir konuyu, çeviri hatalarına ve bana hiç beklemediğim bir anda " aaa.. Bernadette böyle bir tip miymiş? İyi ama..."  dedirtmesine rağmen 2 günde bitirdim. Kendimle çelişiyor gibiyim farkındayım ama bunun bir açıklamasını yapamıyorum.

Önerir miyim?
Öğrenci iseniz ve kısıtlı paranız varsa bence hakkınızı daha doyurucu bir romandan yana kullanabilirsiniz. Ancak kitap delisi iseniz bir okuyun bakalım derim. Hatta okuyun ve buraya yorum yazın belki beni de ikinci kere okumaya ikna edersiniz :)

Altını Çizdiklerim:

* "Cesaret, ölümüne korktuğunu bilen tek kişi olma sanatıdır." Earl Wilson (sy:58) (Kitapta en beğendiğim cümle)

* "Bazen kapıyı kimin çaldığını bilmek kolay değildir. Fırsat mı, yoksa şeytan mı?" Anonim (sy141)

* "Limandaki gemi güvende olsa da gemiler bunun için üretilmemiştir." Anonim (sy153)

* "Her şeyin iyi gittiği bazı anlar vardır; hiç korkmayın gelip geçerler." Jules Renard (sy 216) 

* "Hayat yalnızca geriye doğru anlaşılır ama ileriye doğru yaşanmalıdır." Soren Kierkegaard (sy 249)


Yorumlar

  1. merhaba, öncelikle blogunuz hayırlı olsun, sizi takip etmekten keyif alacağım , fakat izleyici butonunuz yok ...

    YanıtlaSil
  2. Merhabalar. Teşekkür ederim.. Henüz bu konularda acemiyim o button nasıl ekleniyor öğrenir öğrenmez koyacağım :)

    YanıtlaSil
  3. Arkadya yayınlarını ben de seviyorum. Bence güzel bir tatil kitabı olabilir aklımda olsun.
    Sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet tatil için ideal olabilir haklısınız. Okuduktan sonra sizin de yorumlarınızı merakla bekliyorum. Sevgiler

      Sil

Yorum Gönder